Ekonomist ve akademisyen Dr. Anıl Aba, seçim sonuçlarının ekonomik analizini yaptı. Aba’nın açıklamalarında aslında ‘ekonomik kriz’ yoktu, bu da iktidar partisi seçmenine, muhalefetin ekonomik vaat ve değerlendirmelerdeki hatalarını, seçmene pahalıya mal etti. Pekala, neydi?
İktisatçı Dr. Anıl Aba, kendisini sosyalist bir zihniyet olarak değerlendirirken, seçimleri etkilemesi beklenen ekonomik sıkıntıların neden sandığa yansımadığını uzun uzun anlattı.
Aba, yaptığı değerlendirmenin başında hem teoride hem de pratikte bir kriz yaşanmadığını belirterek, hissedilen sorunların ağır metropol ve beyaz meseleler olduğunu söyledi.
Enflasyonun hissettiği erimenin aslında kısa sürede çözüldüğünü, eriyen kısmın tolere edildiğini belirtti.
“Benzer ülkelere göre işsizlik oranımız yüksek tamam ama artmıyor hatta düşüyor. Belki A Haber’in abarttığı gibi Almanları kıskandırmıyorduk ama krizde de değildik…”
“[Ücretleri eriyen] beyaz yakalıların çoğu zaten AKP’ye oy vermiyor.”
“Hayır, biz yine sosyalist partiye veririz ki gücümüzü devam ettirsin. Son kertede sandık siyaseti, talebi olan gruplara sahip çıkmanın matematiğidir.”
“TCMB’nin bağımsızlığı ve fiyat istikrarı (sömürülen halkların başarısı değil) sermaye sektörünün bir dayatması ve kazancıdır. AKP seçmeni, küçük esnaf ve KOBİ’ler aptal değil, yüksek faizin ne olacağını biliyorlar. . Muhalefet bu konuda fikir ayrılığına düştü.”
“Siyasi çizgimiz ve kadromuz bence doğruydu, kampanyamızı doğru yönettik, aslında yenilmedik, seçimi çaldılar” diyerek dışarıyı değil başkasını suçluyorlar ve bu şekilde hem seçmeni hem de seçmeni rahatlatıyorlar. kendi koltuklarını meşrulaştırırlar.
“Nihayetinde çoğumuz yanıldık. Ben de yanıldım. Anket şirketleri yanıldı. Birçok profesyonel politikacı yanıldı.”
Ekonomik açıdan rasyonel olan bu değerlendirmenin seçmeni doğrudan etkilediğine inanıyor musunuz? Yorumlarda buluşalım.